Florida’da bir Kızılderili kabilesinin yarattığı ortam tam bir kovboy kasabasını anımsatıyor. Bu kasabada ata binip, kovboy barına gidebiliyor ve rodeo bile yapabiliyorsunuz. Arkadaşımız Demet Demirkaya’nın kaleminden Kızılderililer’in Kovboy Rodeo’su

(DEMET DEMİRKAYA-FLORİDA-POSTA212)

John Wayne ya da Clint Eastwood filmlerini hatırlamayan ya da bilmeyen yoktur eminim.Western filmleri tabir ettiğimiz o kovboy filmlerinde Kızılderililer ve kovboyların ezeli savaşı, bitmeyen toprak kavgası konuların temelini oluştursa da her seferinde silah mermi kadın ve atlar dörtlüsüne hayran olup oturur zevkle seyrederdik benim hatırladığım. Kovboylar mı yoksa Kızılderililer mi ? Kızılderili şefinin atının güzelliği ..John Wayne’in atına binerkenki rahatlığı..ya da Clint Eastwood’un vahşi Kızılderillileri kendinden emin yola getirişi..Kızılderili çığlıkları..atlarına atlarkenki estetik ve atletiklikleri…

Toprak uğruna verdikleri savaşları, aslında belki de kendilerine ait olan toprakları paylaşmak hatta o topraklarda sonraki yıllarda “beyaz adamın” üstünlüğüyle sığıntı gibi yaşamak zorunda kalışlarıyla ilgili benim bildiğim fazla film yok ama..Bugün Amerika’nın geneline yayılmış 566 değişik kabile yaşıyor kendilerine ayrılmış bölgelerde. Bu bölgelere “Reservation” deniliyor. Tahsis edilmiş toprak rezervasyon. Amerikan hükümeti 1786 da Kızılderililer için onların yaşayabileceklerini uygun gördükleri bölgeler ayırmışla. Neredeyse 300 e yakın rezervasyon var ve bazı kabileler iç içe aynı rezervasyonlarda yaşıyorlar.Yani o topraklar onların kendi gelenek ve görenekleriyle yaşabileceklerine izin verilen yerler.Maalesef koşulları iyi olmayan ve genellikle de kurak veya bereketsiz toprakların tahsis edildiği Kızılderililer asla memnun olmamış olsalar da bu yaşam şeklinden, zaman içinde alışmak ve adapte olmak zorunda kalmışlar. İlk 25 sene toprakların satılmasına izin vermemiş Amerikan hükümeti… Amaç o topraklarda çiftçilik ve hayvancılık yaparak geçimlerini temin etmelerine imkan vermek ve Amerikan hüküm

 

etine olan ekonomik ve siyasi bağımlılıklarından kurtulmalarıymış. Ama Amerikan yerlileri, yani Kızılderililer böyle düşünmemişler. Her zaman özgür yaşamaya alışmış olan bu kabileler başlarda çok bocalamış ve çok fakirlik çekmişler ve bir zamanlar kendilerine ait olan topraklarda bugün küçücük alanlara sıkıştırılmış olarak yaşamaktan ve zorunlu olarak alıştıkları av ve diğer geleneklerinden sıyrılarak sadece çiftçilik ve hayvancılığa yönlendirilmelerinden onlar adına karar alınmasından çok şikayetçi olarak yıllarca biraz da ezik yaşamışlar.

Belki de Amerika’nın genelinde en fakir nüfus yoğunluğu işte hala bu bölgelerde. Ama..her rezervasyonda değil…!

Seminole Kabilesi…

Rezervasyonlara sıkıştırılmış diğer kabilelerden biri de Seminole Kabilesi..1930’larda Florida’da kendilerine tahsis edilen 20 kilometrekarelik toprak birçoğundan tepki aldığı için tamamen bu topraklara yerleşmeleri zaman almış. Ama yerleşir yerleşmez de çok organize bir şekilde büyümeye çoğalmaya ve en önemlisi de ekonomik alanlarda gelişerek seslerini duyurup kendi yasa ve yönetmeliklerini Amerikan hükümetine kabul ettirmeye koyulmuşlar.

 

 

Kumar Turizmi

Diğer kabilelerden farklı olarak başkaldırıcı ve girişimciymişler. Ama farklı bir alanda ..Kumar turizmi…Aşağı yukarı bir 20 sene bunun izin savaşını veren Seminole, bugün Florida’daki en büyük kumarhanelerin sahibi. Hard Rock Casino bunlardan biri. Seminole Tribe Reservation Property yazıyor bu kumarhanenin kurulduğu toprakların girişinde. Biliyorsunuz ki artık onların düdüğü ötüyor! Kendi polisleri, kendi güvenlik görevlileri, kendi benzin istasyonları, market ve hatta 7/11 denilen Amerika’daki yaygın bir çeşit her şeyi bulabileceğiniz bakkalları da var. O topraklara girdiğiniz andan itibaren birçok yerde kendi kanun ve kuralları geçerli. Ola ki bir hırsızlık ya da kumarhanede bir tatsızlık, kendi polisleri ve yönetmelikleri işliyor .Bunu bildiren tabelalar zaten o toprakların girişlerinde asılı..

At Biniciliği Ustalığı

 Sadece kumar deği .çok farklı alanlara el atmış Seminole Kabilesi. Bir Kızılderili’nin en iyi yapabildiği şeylerden birini..at biniciliğini de yaymışlar tüm güney Florida eyaletine. Beraberlerinde getirdikleri Mustang’ler, Spanish(ispanyol) aygırları ve hatta Arap atlarıyla çiftleştirerek performans ve estetik açılardan yepyeni bir at cinsini de tanıştırmışlar Florida eyaletine. Sonra bir de el atmışlar kovboyların kaç asırlık zevklerine..!

Bergeron Rodeo..

Florida’nın Davie kasabasında yer alan Bergeron Rodeo, yine Seminole Kabilelerinin rezervasyonlarında onların yürüttüğü bir organizasyon. Kovboyların atların üstünde , küçük baş inek ve turu hayvanları kementlerle en kısa sürede yakalamaya çalışmaları üstüne kurulu bir çeşit spor aktivitesi. Ata çok iyi binmek ve bir o kadar da iyi kement atmak lazım.

7 bin metrekarelik özel bir toprak zeminde, 5 bin kişiye yakın seyirci kapasitesine sahip rodeonun katılımcılarının arasında çocuklar da var. Kategoriler ve yaş gruplarına ayrılmış olan rodeonun her çarşamba günü kapıları her yerden akın akın insanla dolup taşıyor. At meraklılarından, kovboy yaşantısına özlem duyandan. Fotoğraf çekmeye meraklılara kadar çok geniş ve değişken bir seyirci kitlesine sahip Bergeron. Barrel Race adı verilen toprak zeminli piste yerleştirilen fıçıların etrafında hızla dönerek yeniden bitiş noktasına atı son hız koşturarak diğer yarışmacılardan daha iyi zaman yapmak üstüne kurulu bir diğer kategoride katılım her sene daha çok. Zira kement atmak ve atı dizginlemiş son sürat giderken attığınız kementi yavru boğanın başına geçirmek imkansız gibi duruyor. Ama bazı kovboylar belli ki senelerdir yapıyorlar bunu. Benim seyrettiğim rodeo’da, iki kapıdan iki farklı kulvardan fırlayan dünya güzeli iki atın üstündeki biri iri yarı diğeri oldukça çelimsiz zayıf iki kovboyun attıkları kementle yakaladıkları buzağıyı , koşmakta olan atından nerdeyse durmadan inen koşup buzağıyı ayaklarından ters çevirip bacaklarına aynı kemendi dolayarak o buzağıyı etkisiz hale getiren kovboyun bunları yaptığı süre ile birinci seçilmesi görülmeye değerdi..o ne hız..!

Giriş 3 dolar

Söylemeliyim ki Bergeron Rodeo arenasındaki neredeyse 3-4 saat süren bu yarış ve gösteriler  görülmeye değer. Üstelik giriş ücreti sadece bir mcdonalds menüsü fiyatına..3 dolar..!Kızılderililerin arazisinde beyaz adama kiraladığı Bergeron Rodeo Arenası…!

American Horse Trails…

Benim atlara olan merakım getiriyor beni Floridaya. Birçok insan deniz güneş ve yeşillikler üçlüsüne kurmuşken bu bölgeye hayranlığı ben daha ziyade Florida’nın bu çokta bilinmeyen potansiyeline koşuyorum. Mevsimlerin New York gibi sert olmaması sebebiyle yapabildiğim birçok spor aktivitesinin içinde en çok ilgi duyduğu, onlara olan tutkumdan dolayı at biniciliği. Dünyanın en güzel canlısı bana göre atlar. Atın dış yüzünde insanın iç yüzüne ait bir şeyler var. Bir nevi yansımaları içimizin, dışarı çıkarttıkları güzelliklerimiz var. Bu zevkim ve hobim için gittiğim yine aynı bölgede, Bergeron’a yakın, müthiş Arap atlarına sahip bir at çiftliği American Horse Trails. Sahibi kendi de eski emigrantlardan hatta soyunda Kızılderililik olan Küba asıllı Herb Garcia..

Bir gün önceden telefonla hangi patikayı seçeceğimizi kaç saatlik türü istediğimizi ve hatta eğer daha önceden gelip atları tanımışsak hangi atı tercih ettiğimizin bilgileriyle beraber rezervasyonumuzu yapıp ertesi günün heyecanını duymaya başlıyoruz.

Rehber de veriliyor

 İki kişilik turlarda bir rehber veriliyor yanınıza. Ata hakim iseniz size daha fazla şans tanınıyor atta.Değilseniz ihtiyacınız doğrultusunda yapınıza hatta karakterinize uygun atları var bu çiftliğin.Ben ‘Rafika” ile böyle tanıştım..!

RAFİKA….

Ahıra girdiğimde bana hazırlanmış atı görünce “Yok olma, çok çelimsiz bu at. Ufak tefek bir şey” dedim. Ben daha yüksek beLli daha güçlü duran Ellie ‘yi istedim. Hem de bir palominoydu o. Yani tipik o kovboy filmlerinden hatırladığımız Kızılderili atı, kahverengi beyaz, havalı mı havalı. Yanımdaki arkadaşım,Jackie, “Demet bu at sensin. Herb senin tam karakterinde bir at hazırlatmış sana. Dene bir. hayır deme hemen” deyince dinlemeye karar verdim onu. Rafika, bir Arap atı..safkan..10 yaşında .

Atla bağ kuruluyor

 Atla gezintiye çıkmak isteyenler için hazırlanınca atlar, sizinle atın arasında biraz bağ kurulsun diye her ikinizi de çiftliğin biraz ilerisindeki deneme pistine alıyor. Orada size ayrılan atı sevip okşayıp ona yakınlaşıyorsunuz. Sonra orada ona biraz binerek anlamaya çalışıyorsunuz var mı uyum aranızda? Öyle ya, bundan sonra yola çıkınca en az bir saat o atın üstündesiniz. Bilinmeli nasıl olacak aranız. Ayrıca ayağınız üzengiye yetişiyor mu? Dizginleri nasıl tutmalısınız? Gibi teknik birkaç bilgi de orada veriliyor. Ardından attan inip, release form adı verilen kendinize ait bilgilerin yer aldığı (isim adres ve telefon ) ata kendi arzum bilgim ve riskleri bilerek biniyorum diye altına imza attığınız bu formla Amerika’daki sağlamcı hukuk sisteminin varlığını yeniden hissederek atınıza yerleşip, Florida’nın güneyindeki adeta bir Savanah havası taşıyan otluk araziye yola koyuluyorsunuz.

At koşmuyor uçuyor

 Ben 3 saatlik turu seçiyorum çünkü atı koşturmak deliliğim var! Rafika,beni aldığı gibi rüzgarımızı kendimiz yaparak ..o sıcak nemli Florida güneşinde uçuruyor…! Sadece bacaklarımı biraz sıkmam yeterli. Rehber Ashley, 23 yaşında veterinerlik öğrencisi. Beni tanıyor özel iznim var bana karışmıyorlar. Rafika meğer bu çiftliğin en yarışçı ruhlu ve en dayanıklı atlarından biriymiş. Koştukça açılır ve yorulsa bile asla durmazmış ta ki yere düşüp kendini tüketene dek! Kimse onu geçsin istemez, yanına her at yaklaştığında ben ona koşma komutunu vermeden bile. İşte bazen bu sebeplerle iyi ve tecrübeli bir at binicisi olup olmadığınız önemli. Zira alıp başını gidemesin kim hala patron göstermek gerekiyor ata. Ve Rafika, ben ona çok çabuk alışıp aşık olmuş da (!) olsam hala dizginleri benim elimde. Patron benim öğreniyor asıldığım dizginleri gemini zorladığında!

Büyük Aşk

 Muhteşem göller arasında yeşillikler içinde yaptığımız biraz dörtnala biraz sakin turumuz sonunda yorgun atlarımız ve sıcaktan susamış çiftliğe geri geliyoruz. Rafikadan iner inmez, elimi alnına koyuyorum.. O elimi itip, başını göğüs boşluğuma aşağı yukarı sürtüp duruyor. Belki bir 10 dakika. Gömleğim leş gibi toz toprak..umurumda mı?! Bir de oraya başını yaslayıp 20 25 saniye de öyle durmuyor mu? Ahhh! bundan büyük aşk bundan büyük ruh okunması var mı? Bana yok..

3 saatlik at binme ücretim 130 dolar. 1 saatlik veya 2 şer saatlik turlar da var. Üst baş serbest ..tercih ama bir kot ve spor ayakkabı aklınızda bulunsun,yeni bir aşk isterseniz diye..!

Cowboys Saloon….

Bunca atla geçirilen bir günün sonunda bir kovboy barı bulalım dedik, rehberimiz Ashley öncelikle bir Güney mutfağı tavsiye etti bize.  İçerisi bir kovboy kasabası. Bir kısmı bar bir kısmı restoran bir kısmı konser salonu bir kısmında is mechanic bull riding..! Yani, elektronik boğaya binip üstünde kalmaya çalışmak Mümkün olduğunca uzun süre..!

Size iki hak veriliyor,bir kere düşerseniz yeniden kalkıp biniyorsunuz. Ücret 5 dolar. İlk ben atlıyorum sırtına, hayallerim kendime güvenim darmadağın İlk başlarda yaparım sandığım boğayı, oturduğu tabureden idare eden adam beni yerle bir edecek ani hareketi yaptırıyor ve ben yerlerdeyim ilk 12 saniyede. Arkadaşım ve digger bardaki kızlar da deniyorlar. Herkes yerlerde, hatta biri ciyak ciyak. Anlıyoruz ki sinemalarda filmlerde izlediğimizde kolay bu. Hatta Bergeron Rodeo’da aslını yapan kovboyların işi inanılmaz zormuş. Bu meğer bir yetenek işiymiş..

Kovboy Dansı Dersi

 Aynı barda konser bölümünde bizler mekanik boğaya binerken, line dancing yani yine eski kovboylar zamanından Batı’ya ait bir çeşit toplu dans dersi verilecekmiş. Onun anonsu yapılıyor…ücretsiz…Yanımdakiler bırakıp boğayı hemen pistteki yerlerini alıyorlar… Ben izlemeye koyuluyorum, keyifle… Herkes tek tek duruyor ve belli bir kareografi va, herkes aynı anda onu yapıyor, toplu dans olduğu için de çok keyifli oluyor, bunda beceri falan aranmıyor, adımlarını yapa yapa öğreniyorsunuz. Çok kolay. Sadece düşünmeden yapabilmek için araba sürmekteki gibi sürekli pratik gerektiriyor…

Tüm günü bir kovboy ruhunda bir kovboy kasabasında geçirmiş olmanın mutluluğu ile yaptığım her şeyin tatlı yorgunluğu ile diyorum ki kim nerEden tahmin edebilir ki.. Florida ..aslında bir Teksas…ve ben bugün bir kovboydum..

Yolunuz düşerse, ya da düşürün canım, Davie Florida, Florida’nın güney şeridi. Ft Lauderdale’e 25 dakika. Deniz yine 25 dakika. Yapılabilecekler denizle sınırlı değil ama unutmayın…(YS)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi girin.
You need to agree with the terms to proceed

Menü