Böyle isteksiz böyle yorgun
Böyle eski dönerim…
İz yapmış ayakkabılarım sokaklarda
Aynı izlerden dönerim..bomboş eve
Gece karanlığı sokaklarda
O araba hengamesi içinde
Yine aynı taşı bulur ayaklarım…
Yarısını yitirmiş o parke taşına
Bir yeni “eski” izlerden bırakırım..
Yanından geçtiğim o aynı komşuya
O eski o aynı selamlardan veririm.
Tanıdıklarla çepeçevre hayatım
Karşıki çöp bidonu ve yanına bırakılmış o beyaz plastik poşet gibi
Herkesi iyi tanırım.
Tenhadır ve çoğunluk soğuk
Sokaklarım
Camdan girişinde apartmanın
Gece lambası aydınlatır karanlığını
O aşina lobinin
Asansöre biner benimle
İçimdeki yalnızlığım..
Gecelerim gibi
Aynılıklarla bezeli ömrümün
Can dostları bekler beni
Evimde..
Bekler
Buzdolabım,sehpam,iskemlelerim..
İster okşanmak kapı kolum..ve
Hasrettir şimdi bir dokunuşa
Televizyon kumandam..
Tenha bir kalabalığı taşımışımdır üzerimde
Ve saat 8de soyunurum
Bugünden kalan eskileri
Su damlalarına karışır yenilenir
Terim..yarınki terim
Elimde cebimde gözümde olsun istediğim
Bir aynı ezbere başlamak için yine
Yatağımın en müstesna yerinde
Hayatımın aynı planlarını yapar
Aynı adımlarıma aynı taşları hayal ederim
Biri eksilse
Sadece ben farkederim.
Biri eksilse
Ben düşerim.
Bu korkuyla yeniden
Yaşarım hep..illa yaşarım
Yarın yine kaldığım yerden
Aynı kaldırımın aynı taşından..
Demet Demirkaya