Ruh öküzüm..

Sana bu satırları holding binasının teras katından yazıyorum.”Roof bar” seversin sen.Şehrin hengamesine gün içinde soluksuz koşturmacalar arasında  yeterince doyamıyorum da o kir toz ve çirkefliklere bir de tepeden bakayım der gibi hep kurulduğun sana tapulu varsayarak kıçının sahiplendiği cam kenarındaki taburende oturuyorum.Tapu bende!En azından bu bende kaldı!

Viski(n)mi buzsuz aldım.İçin(m)deki buzlar sebebiyle !

Geriye sarıyorum.Tanıştığımız şirket finansman yönetimi semineri.Nasıl da özensizdi üstün başın.İlk intiba!

Siyahın 50 tonu yıkanmaktan artık griliğe terfi etmiş eşortman altın akşamdan kalma mahmur yine aynı ahenkte tişörtün ve sanki spor yaptın da üşüme diye üstüne geçirdiğin fermuarlı siyah(belki de beyazdı ömründe bi aralar) “sivet şört”ünle maça gelmiştin karşı mahalleyle!
(Meta(z)forik mi oldu ne!)

Ne heyecandı bendeki.Karşımda Brad Pitt var gibi tutuşmuştum yangın yeriydim adeta.(Ki zaten o yangının dumanından bir halt görememişim !)

Ben seni çaktırmadan kesiyorken sen aşağıdan yukarıya en çok da popo ve göğüs bölgemde kenetlenmiş gözlerinle pazardan at alıyordun ! Ah aşk böcüğüm..!Konayım modunla yanıma geldiğinde duyduğum en hızlı flört cümlelerini kurmuştun.”Akşam benim otelde birşeyler içelim mi?”

Ruh öküzüm..ve sonra hep böyle herşeyi dan dun söyledin .Bir acelen var gibi yaşadığın “dating dünyana “istinaden sarfettiğin en çok ben hatun kaptım hiç boşum olmaz temalı “en son sevgilimden 5 ay önce ayrıldım” cümlendeki müthiş duygusallık!! gibi öpüştüğümüzdeki öpmeye değil yemeye geldim tarzınla karşımda çok tutkulu biri var sanan aşk sebebiyle geçici moronluk yaşayan bana pek bi cazibeli geldiydin.(İnsan anlamıyo tabii rakının beyaz peynirin yanına kavun gibi meze olduğunu dudaklarının.!)

Evlendik.Yangından mal kaçırır acelenin altında bunun gibi salağı zor bulurum yalnız ölmiim fişimi çeker felan! telaşı olduğunu bilmeme rağmen bir ayda kıyılan nikahımızda benim mallar benimdir seninkiler de benim kağıtlarına imzayı da bastım.Mülk hep severdin!

Senin kraliçe 2ci Elizabeth moduyla oturduğun “oluştur ve bana sun ” özeti taşıyan evliliğimiz boyunca arabanın solundaki yerimin direksiyonunu bir türlü bünyende sola kıramadım .(Vefatında daha da değer bulacak müzayedede “ambalajında teslim ” hiç kullanılmamış nadide kolleksiyon parçası “kalbinin” bir gün seni büyük ve ömürlük aşk yaşadığın paraya kavuşturacağını da burada ifade etmek isterim.Fakat vefat dert sanki kavuşmada!!)

Büyük aşkım..ruh öküzüm..

Sana bu satırları romantik bir veda için yazıyorum demek isterdim ama yok’ anam babam!’
Bir tıp mucizesisin! Bir kere önce bunu bil diye yazıyorum.Lütfen kendini tıp dünyasına teslim et.
Zira ben senden başka yarım asırdır kalpsiz yaşayabilen birini duymadım.(hoş ben evliliğimiz süresince beyinsiz yaşabildiydim!)

Sonra sana bu satırları ;ruh ölümün gerçekleştiğinde (yanında olamadığım) çocukluğun için bir aile dizilimi yapman önerimle de yazıyorum.Ölüyü bile dirilten rabbim ve elçileri “koçlar ” senin de ruhunu canlandıracaktır eminim.Dini itikatların nasıl kuvvetli bilirim o sebeple iki duanın arasına yengen tosta salça gibi düşün isterim terapiyi.İnsan hep aynı şeyi isteyip aynı hataları yapıp aynı sonu yaşıyorsa ne biliim belki de cenine dönmeli onun aile dizilimi.Zaman ayır yani!

Yine sana bu satırları fazla kaçırdığın viskinin sebep olduğu gerginliklerinde bir taksi şoförüyle,bir tatil yeri müdürüyle ,bir eski arkadaş sebebiyle,bir esen rüzgar bir kıpırdayan yaprak nedeniyle yaşattığın dramatik vukuatların gözümün önünde kasırga öfkelerin sebebiyle de yazıyorum.Fidan boylum etme eyleme! Öfkelerin mideye vurur aman diim.

Mide demişken beslenme konusu da önemli bittabi.

Patronuna 25 senedir aynı öfkeyi taşıyıp ve sadece bu öfkeyle beslendiğini de düşününce aynı tip beslenme bi takım başka mineral ve vitaminlerin eksikliğine sebep oluyomuş.(sevmek,sevgi,huzur,samimiyet vs gibi)
Beslenmedeki çeşitlilik önemli tabii!

Bunu demişken susayınca su iç.Biz ölümlüler(kalbi çalışıp durabilenler) susuz yaşayamıyoruz.Kalbi tıbba teslim et demiştim ya hani eğer çalıştırabilirlerse seninkini mojito kokteyline yatırdığın beynini de tıbbın mucizevi ellerine bırak derim.Aydınlatırlar umuyorum.Karanlığından her giren kayboluyor zira.Harcadığımız benzine yazık!Hele ki dünyanın kaynakları bu derece hızla azalıyorken!

Bu satırları yazarken bir yaz akşamı şişen dudağının bildirisi veda mektubun geldi aklıma. Dudağındaki uçuğun tespit ve nedeni teşhis gücün ile değme doktorlara meydan okuyan tıp bilgine hayranlığım bir tarafa bu sebeple yumurtladığın ve yıllarca diline pelesenk ettigin boşanma talebine niye direndim izahını ise seninleyken beyin ölümüm gerçekleşmiş belliki şeklinde özetliyorum!

Bir balığı bir kuşu bir kediyi bir köpeği ya da belki vicdansızca vazgeçilmiş bir canı ömründe hiç sahiplenmemenin ardında yatan kocaman boyu ile senin boyu geçmiş büyüttüğün tek şey olan egoizmin geldi aklıma.Kaç yaşında oldu sahi o? Selam söyle benden n’olur!
(İnsanın bi balığı olurdu bea!bi kuşu!ya da acaba yanlış kuşu mu besledin ki sen!!!)

Bazı ölümlüler başka cana can olmak için kendilerinden başka hayatlara da sahip çıkarken senden olandan başkasına sümüğünü atmayan hallerini de gıptayla izlemiştim mamafih(!)..İnsanın kuvöz yaratmasındaki mucizesin çünkü sen!En çok dışarda yaşayan ama en çok kuvözde kalan!Mucizesin!

Değişmemek için verdiğin çabayı değiştirmek için uğraştığın insanlara vermekten vazgeç ne olur yazık oluyor sana.Bunu da bir ömür durmadan tekrar etmekteki inadınla bilime de faydalı olabileceğini düşünüyorum aslen.Bu direnç bu dirayet takdire şayan.Sen ilmi ve bilimi (!) birisin .

Bu arada kıçın iki kanat diye daha fazla yüzölçümü kapladığından ayakları sağlam yere basan biri gibi de bir intiba veriyorsun biliyor musun şirkette .Bi tek patronunun ölmesini beklemesen iyi biri gibi bile gözükebilirsin aslında!

Sana bu satırlarla yaşadığın 18 aşkta yapılan haksızlıkların(!) hala kalbini çalıştıramamış oluşu gerçeğini hatırlatmak da isterim.(Kevgir dedigin yerinin adı kalp diil onu şeydiim bi de unutmadan!)

Ömür dediğin malum.Yarın meçhul bir yol.
Ambalajında teslim bir ürün götüreceksin yanında.Orada hayat varsa bu sefer paketi aç .Bu dünyada yanlış paketi açtığını artık onu da kapatman gerektiğini de ifade etmek isterim..

Sevgili Ruh Öküzüm..

Bu roof bar’da senin şerefine de ikinci kadehi söyledim.Onu ben içmeyeceğim ama.
İçine attıkları buzlar oturduğum ve bu satırları yazdığım 2 saat boyunca erimedi!Metaforik!!?

Ben ilk tanıştığımız o seminerde viski kadehini tutuşunu ,beni gördüğünü sandığım baygın ihtimalen içkiden kayık gözlerini,yürürken yağmurda dudağımı denk düşüremeyip burnuma denkleştirdiğin” kapatiim işi ” temalı alelacele öpücüğünü,lisedeki çıkmalar tadında beğeni bazlı buluşmalarımızı, ,kaprisinden prangalar eskittim görüşmelerimizi,bu salak kaçmaz evliliğimizi,öfkenden nasibini alan kıyafet dizaynımı , kuduz köpek köpük köpük kelimelerini ,saatleri yola çeviren ampul sorgularını,uyumadan sızmalarını ,sırta kambur dert atışlarını ,gelgitlerinle maymuna çevirdiğin ruhumu ..yani ruh öküzüm;

“18 aşklık profesyonel sadece bir sevgiye acemiliğini”  bu çatıdan bozma şirket terasından aşağı döküyorum erimeyen buzlarıyla.(Seninle tanıştığım günün şansı gibi bir şansla birinin kafasını yararsa o buzlar hiç şaşırmayacağımı da bil isterim!)

Tarihin tekerrür ettiğini karmanın acaip bir mal olduğunu söyleyen bi takım atasözlerine istinaden bilmem kaçıncı çentiği attığın yatak karyolası sevgili günlüğüne attıgın son çentik romatizmalı ellerinden !Karma karmakarışık di mi!

Boşanır boşanmaz ” sahalarda ” boy gösterdiğinde bu romatizmadan bahsetmiyosun sanıyorum.Ellerin tutamıyo başka bir eli malum!(meta(z)forik)

Bir garibin daha buzlarında kayıp başını yarmaması için dua ritüellerime yarın da şirket toplantı odasında yakacağım tütsülerle devam edeceğimi cc olarak epostalarına geçeceğim çalışma arkadaşlarımızın.

Bu ritüellerin bütünün hayrına,Hayri’nin hatrına ve müzmin mutsuzluğunda emeği geçenlerin ruhuna olmasını diliyorum.

İmza olarak bir dost demek isterdim ama Hayri bunu istemiyo!
Biraz mesafeli bir duruş sergilemem konusunda ısrarcı .(İlk eşe arkadaki leşe bakılmaz yeni yola çıkınca der hep o! )Bu sebeple de imzamı şiir manyağı bir kadının hacklediğim hesabındaki imzasıyla atıyorum.Romantizm kokulu şiirsel bir anlatım tarzım da ondan.
Ve hatta bir de şiir ekleyerek tarzımı biraz daha romantikleştirerek son veriyorum cümlelerime.

Papatya gibisin beyaz ve ince
Görmeyeyim seni ömrümce
Eziliyor ruhun beni görünce
İsmim dudağını uçuklatıyor neden
Bence bulduğu için eden

Nedir bu çektiğim dilin(m)den
Bitmeyen mavi pilinden

Soruyorum neden susuyorsun
Korkunca pusuyorsun
Anladım çapkınca naz ediyorsun
Bence sen ettiğini hak ediyorsun..

İmza
Men de Bur Edi Torevskim

Dip not:Çocuk istiyordun ya hani benden kendini evlat edinmeyi düşünür müsün ki acaba?!

Demet Demirkaya

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi girin.
You need to agree with the terms to proceed

Menü