Kaşı gözü dudağı için değil o çocukla böyle konuştuğu için aşık olmuştum ona.
Dıştakini değil içeriden dışarı taşanı gördüğümü sanarak.
Söyledikleri davranışı tavırları. Baktığım ve görüp de ona çekildiğimdi bunlar.

Sonra sonra öğrendim ne renkti gözleri..nasıldı saçları ,elleri nasıl düzgündü.Küçücük ayaklarının topuğu genişti .Bombesi derindi .Parmaklarının ikisi birbirine arka çıkan iki sevgili gibi sırt sırtaydı.Orantısız,komik ve garip buluyormuş arkadaşları bense bu yüzden seviyordum.Öyleydiler.Onundular.Ondan birer parça.
İnceliyordum özenle tek tek her bir yerini vücudunun. Gözümün neşteriyle parçalara ayırıp hayran oluyordum o en küçük zerresine bile parçaların.Atomu parçalamıştım her bir nötronu aşkla seviyordum.İmkansızı başarmıştım!
Didiklemeden.

Bunu neden yapıyordum anladım sonra.

Didiklememek için asıl varolanı görmemek için içeriden dışarı asıl taşanı işinde uzman bir cerrah gibi parçalara ayırıyor ve her bir parçaya bin anlam yükleyip tanrılaştırıyordum onu .Kendimi onu koşulsuz şartsız sevmeye şartlamıştım. Olduğu insana rağmen indirdigim perdelerle ezberimdekini görmeye zorluyordu gözlerime bu cerrahi operasyonlarım!

Algımın teleskopu vardı.Uzakken büyütürdü onu yanıma gelince küçücük olurdu.Şaşardım.O muydu deli özlediğim?
Neyi özlüyordum ?
Gittiğinde sevdiğim kadar beraberken sevmezdim onu.Bundan mı?

 

İŞİN ASLI

Birinin hasretinin aşkı varlığında hissettiğiniz aşktan büyükse bu siz ona böyle binlerce mana yüklediğiniz içindir.Bunun da sebebi hep hayal ettiğiniz birşeyi beklemekten yorulduğunuz bir anınızda artık gerçek olsun sabırsızlığınızla vücut bulsun o hayaliniz diye o hayale giydirdiğiniz et elbisedir.Karşınıza siz çıkarmışsınızdır onu.Öyle tesadüf mesadüf de yoktur yani.

Görmemeye bakarız bazen.Bilinçaltımız ve kalbimiz. O ikisi bilir.Onlar uyanık.
En safı vücudumuzun en kolay kandırılabiliri organlarımızın gözlerimizdir kandırırız biz de onları.Olsun artık hayal gerçek olsun ‘dur altında yatan asıl sebep.

İşin özü siz size yaparsınız en büyük kötülüğü.Aldatan sizsinizdir sizi.

Ama peki kaybeden kimdir?

Kendi bile kendine tahammül edemeyen bu yüzden de kendinden kaçmaya size kaçan sizin ona koyduğunuz fahiş değerle o da kendini kandırıp bu değerine inanan ve hatta bir de şımarıklıkla sizi değersizleştirmeye çalışan koyulduğu yeri ve değeri aslında hazım edemeyendir kaybeden.

Kiminin de kendinde göremediği değeri veren siz ona bu değeri verdiğinizde değersizleşirsiniz gözünde. Sevilesi beğenilesi bulmadığı için kendini bunları verebileni de değersiz bulmaya başlar. Sıkılır sizden .Didiklemeye başlar bu yüzden .Eksik yanlış çarpık bozuk arar durur ki uzaklaşabilsin sizden.Bahaneler düzer yani.

Şansızlığına bahtsızlığına hep kaybedişine yanan duran ama aslında sürekli de bu mağdur ruhu ömrü boyunca besleyen hastalıklı kişiliklerdir bu insanlar.Sizi mutlu etmeyi bırakın mutsuzluğunuza oynarlar.

Kurguluyan beyinler sorunlu ruhlar doğuştan arızalı kalpler toksik insanlardır.Farkettiğinizde biter içinizde .Kaçabileceğiniz en uzak noktaya koşarsınız soluksuz .Yeniden nefes almaya başlarsınız uzaklaşınca onlardan.

Gözleriniz görmeye başladığında tüm o tanrısal yerinden ve yüksek değerinden olmuştur.

Sizi kaybetmiştir .Sizin gözünüzden görmeye alıştığı kendini de.Kendinden olmuştur.Kaybetmiştir yine.Hep de kaybedecektir zaten.

Kaybını kazanmışsınızdır siz de.Ve kazanmışsınızdır yeniden sizi.
Siz paha biçilemeyen bir değersinizdir şimdi .Yeniden.

Dersleri vardır hayatın.
Aynı sınıfta yıllarca kalarak bir türlü mezun olamayan müzmin öğrenciler var yaşamın içinde.Siz bitirmiş yükseğini yapmış bir de profesörü olmuşken yaşamak işinin kendinize haksızlık etmeyin.

Rüzgar esmeyince yaprak kımıldamaz.Görüneni görün diye olmuştur tüm olmayışlar.
İyi ki olmuştur.O birşey anladı anlamadı bilinmez ama siz tekamül etmişsinizdir eskinizden yeninize.

Gözleriniz açılmıştır.Artık hiçbir şey engel olamaz görmelerine.

 

ONA NE OLDU?

O onu bıraktığım yerde kaldı.Kendini sevmeyen beğenmeyen.. tek başına  yalnız.Bulduğum yerde yani.

 

Demet Demirkaya

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi girin.
You need to agree with the terms to proceed

Menü